23 Aralık 2012 Pazar

Facebook'un çocuklar üzerindeki etkisi

      Facebook'un Çocuklar Üzerindeki Etkileri      
       


    Günümüzde bilgisayarın olmadığı ev ve bilgisayarı kullanmayan çocuk yoktur. Son yıllarda da sosyal paylaşım sitelerinin hızlı bir şekilde arttığını görürüz. Tabi bu durumda kullanıcılar milyonlara ulaşıyor. Sosyal paylaşım sitelerine özellikle Facebook  üzerinde çoğunluğu oyun olmak üzere yüz binlerce uygulamaya ev sahipliği ediyor.  Facebook'ta bu kadar oyun ve uygulama varken çocukları Facebook'tan uzak tutmak biraz zor oluyor.

      Araştırmalar sonucu Facebook kullanımının  çocuk gelişimi için büyük sorunlar doğurduğu belirlenmiştir. Aşırı derce Facebook kullanan çocukların iletişim zorlukları yaşadıklarını belirtiyor. Bu çocuklar aşırı derece bencil, kendini beğenmiş davranışlar gösterir. Aynı zamanda sabırsız ve agresif davranışlara daha yatkın oluyor.
      Öyle ki; Facebook çocukların gelişimlerini oldukça kötü ve olumsuz yönde etkilemektedir. Hem de çevreleriyle iletişim kurmaları konusunda sorun yaşamalarına neden olmaktadır. 
          Aile bireyleri çocukların Facebook gibi sosyal paylaşım sitelerinde en fazla 15 dakika kadar bulunması gerektiğini belirten Rosen fazlasının çocukları olumsuz yönde etkileyeceğini belirtti .
     



22 Aralık 2012 Cumartesi

Telefonun Yararları Ve Zararları

       Cep Telefonunun Faydaları Ve Zararları
     Eski adı telgraf olan telefon 1876 yılında Alexander Graham Bell tarafından icat edilmiştir.1930 yılında mesaj alıp verme merkezleri gelişmiştir. Mesaj alıp verme merkezleri gelişirken her bir bireyin evinde telgraf bulunmaktaydı. Bu ilerleyen zamanlarda telgraf daha fazla gelişmiştir. Buna "telefon" adı verildi. Bu icat gelişip modernleşerek çevirmeli bir telefon haline gelmiştir.

Ve ilerleyen yıllarda birazcık daha modernleşerek tuşlu bir hale gelip her bireyin cebinde bulunmaya başlamıştır.







  Zaman geçtikçe daha fazla gelişen telefon artık dokunmatik telefon haline gelmiştir.




  Tabi telefon geliştikçe zararları ve yararları da ortaya çıkıyor.
  

Zararları:
 Cep telefonlarının en yakın olduğu bölge başımızdır, yani beynimiz.
Dolayısıyla beynimiz bu durumda çok hasar görmektedir. Telefon radyasyon yaydığı için bu hastalıklar ön plandadır;
  • Kanser oluşması.
  • Ömrün kısalması (erken ölüm)
  • Katarakt oluşması
  • Sakat ve ölü doğumlar.
    Radyasyonun zararlı etkilerinden korunmak için alınabilecek önlemler;
  • Özel giysiler ( kurşun önlük, özel maske) kullanılmalıdır.
  • Radyasyon kaynağından uzak durulmalıdır.
  • Radyasyonlu cihazlarla teşhis ve tedaviye sık sık başvurulmamalıdır.
   Eğer bu hastalıları olmak istemiyorsanız, telefonla aranıza mesafe koymalısınız.
 Yararları:

  •  Sosyal paylaşımlar.
  • Acil durumlarda, önemli numaraları aramak.
  •  Elektrik kesildi TV izleyemiyorsunuz,cep telefonundan TV izleyebiliyorsunuz.






18 Aralık 2012 Salı

Kemalettin Tuğcu Biyografisi

                       
              Kemalettin Tuğcu Biyografisi
  Usta ve kıvrak kalemiyle Türk çocuklarına ömrünü ve gönlünü veren Kemalettin Tuğcu, 1902 yılında İstanbul'da doğdu.
   Çengel Köyün'de büyük bir bahçe içindeki köşklerinde, çocukluk çağlarında başlayıp şiir, roman yazdı.Hiçbir okula gitmedi, hiçbir öğretmenden der almadı.Kendi kendisini yetiştirmiş ve tercümeler yapacak kadar Fransızca öğrenmiştir.
   Yazı hayatında sadece kendisi için başlamış, yazarak yaşamış ve eğlenmiştir. Bu yazı yazma bir avuntu ve bir tutkudur.Kendisi bunu şöyle anlatır;
   "Ben yazdığım kadar yaşarım. Bana tesir eden bir küçük olayla içimden geldiği gibi yazmaya başlarım. Heyecanım süresince yazarım, ebedi, ilmi, politik bir iddiam yoktur.
    Tuğcu ilk yazılarını Yavru Türk Çocuk Dergisi'nde neşre başlamıştır.1936 yılından sonra hemen hemen İstanbul'da çıkan bütün çocuk dergilerinde şiir, hikaye ve çocuk romanları yazmış, bu arada bazı romanları filme alınmıştır.
     Romanlarında duygu ve sevgi ağırlıklı temalar işleyen Kemalettin Tuğcu'nun tercüme romanları, 12 adet aile romanı 300 kadar çocuk romanı gazete ve dergilerde çıkmış 200'den fazla şeçme hikayeleri vardır.
     19 Ekim 1996 bir cumartesi günü vefat eden Kemalettin Tuğcu'ya Allah'tan rahmet dileriz....

17 Aralık 2012 Pazartesi

Sağlıklı Beslenme

                           Sağlıklı Beslenme
Sağlıklı beslenme yeterli ve dengeli beslenmedir. Vücudumuzu oluşturan hücrelerin düzenli ve dengeli çalışması için besin öğelerinden yani yağlar, karbonhidratlar, proteinler, vitaminler ve minerallerden yeterli miktarda almalıyız. Vücudumuzun tüm besin maddelerine ihtiyacı vardır. Tek taraflı beslenmek yani sadece protein veya karbonhidratlarla beslenmek yanlıştır. Dengeli beslenerek vitaminler, mineraller ve lifler gibi önemli besin  maddelerinden de almış oluruz.





Beslenme piramidi 5 ana besin gurubunu içerir. Piramit en altta yer 


alan ve sıklıkla tüketilmesi karbonhidratlarla başlar ve daha az

tüketilmesi gereken gıdalara göre gider.Bu besin gurupları

 karbonhidratlar, mineraller, proteinler, yağ ve şekerdir.Beslenme 

piramidi gıdaların doğru seçimi için rehberiniz olmalıdır.


5 Aralık 2012 Çarşamba

Teknolojinin İnsanlara Yararları

            Teknolojinin İnsanlara Yararları
   Teknolojinin Yararlarını Maddeler Halinde Açıklayabiliriz;

1-İnternet sayesinde dünyanın diğer bir ucundan diğer ucuna bilgi ulaştırabilmesi.

2-Teknoloji sayesinden insanlar çok daha kolay yaşam imkanlarına sahip olurlar ve yapacakları işler çabuk ve rahat yapabilirler. Örneğin; evlerde kullanılan çamaşır makinesi, bulaşık makinesi gibi teknolojik  ürünler işleri kolayca yapmaya yararlar. Evlerde bulunan teknolojik aletler yardımıyla hem bilgileri ve yiyecekleri saklarsınız hem de yapacağının işleri daha hızlı ve basit bir şekilde yapabilirsiniz. Bu işleri yaparken daha az enerji sarf edebilirsiniz. 

3-Teknoloji tıp alanında çok faydalı bir şeydir. İnsanlar hayatına olumlu etkiler sağlamaktadır. İnsanların hastalıkların daha çabuk bulunması için tıptaki teknolojik ürünlerden yararlanılmaktadır.

4-Eğitim alanında da teknolojinin çok faydası vardır. Mesela; episkop, projeksiyon makinesi ve televizyon gibi ürünler yardımıyla okullarda ders anlatımda kolaylık sağlanmaktadır.

5-Teknolojinin bir diğer faydası insanların düşüncelerini, duygularını daha fazla insana anlatılmasının daha kolay bir hale gelmesidir.Matbaa sayesine birçok kitap basılmış ve insanlar bu kitapları sayesinde kültürleri gelişmiştir. Hayatımız da İnternet, gazete, televizyon, radyo ve diğer iletişim aletleri ile daha fazla insana haberler ulaştırılmaktadır.

6-Teknoloji ulaşım alanında da çok faydalıdır. Eskiden yolları atlarla veya yürüyerek aylarca belkide yıllarca gidilmekteydi. Teknoloji sayesinde bu kolaylaştı ve çok uzak bir yere kısa zamanda ulaşılabilmektedir.

214 kelime

3 Aralık 2012 Pazartesi

ALEXSANDER GRAHAM BELL BİYOGRAFİSİ

 ALEXANDER GRAHAM BELL BİYOGRAFİSİ
   Alexander Graham Bell (3 Mart 1847- 2 Ağustos 1922) İskoçya  asıllı ABD'li bilimadamı, mucit ve sanayici. Telefonu icat eden kişi olarak tanınır.
  Telefonun patenini 7 Mart 1876'da aldı. İlk telefon şirketi olan Belle Telefon Şirketini 1877'de kurdu. Bell Telefon Şirketi bugün ABD'nin en büyük şirketlerinden biridir.Ayrıca kendi geliştirdiği fonograf için bir,hava araçları için beş, hidrouçaklar için dört, ve selenyum piller için de iki pateni vardır.
    Babası kendini sağır ve dilsiz insanların sorunuyla uğraşmaya adamıştı. Bu nedenle Bell,küçük yaştan itibaren,daha sonradan işine yarayacak olan ses bilgisi konusunda epey bilgiye sahip oldu.
    Bell de kendini , sağır öğrencilerinin dolayı olarak da olsa, seslerin dünyasını kavramları ve yaşamlarına adadı ve ilk olarak Bostan'daki sağır ve dilsizler okulunda çalışmaya başladı.
    Bell, telgraf şirketlerinin çıkmazı olan bir hat üzerinde aynı anda yalnızca tek bir mesajın iletilmesi sorusuna çözüm arayacak çalışmaya başlamıştı.Başlangıçta çoklu bir telgraf geliştirmeyi istiyordu.
    Bell ses tellerinin ve kulak zarının titreşimlerinden yola çıkarak , insan sesindeki frekansı elde ederek bunları elektrik sinyali biçiminde bir telden iletmenin olanaklı olup olmadığını araştırıyordu.Bunun için de diyafram adı verilen bir aletle yapay bir kulak zarı yaratmanın gerekli olduğu sonuca varıldı.
    Diyafram, hem konuşma sesiyle titreşim oluşturabilicek hem de elektrik akımı yaratan küçük değişikliklere tepki verebilecek kadar ince bir tabakaydı.Tam ortasında diyaframla birlikte hareket eden bir manyetik bir  zar yerleştirildi.Ses  titreşimiyle oluşan değişiklikler,alıcı bir merkeze ulaştığında alıcının diyaframında titreşime neden olan, sinyalleri yeniden sese çeviriyordu.
    En değerli patentlerden biri olan telefonun patentini Bell , 7 Mart 1876'da 29.yaş gününden  dört gün sonra aldı.İlk telefon şirketi olan Bell Telefon Şirketi'de 1877'de kuruldu.Bell yalnızca telefonun patentini almadı,o çok yönlü bir araştırmacı ve mucitti.Kendi geliştirdiği fonograf için bir, hava araçları için beş,hidrouçaklar için dört ve selenyum piller için de iki patenti vardı.
     Alexsander Graham Bell aşırı büyük üç boyutlu kutu uçurtmaları kullandı.İnsan taşımayı başarmış ve bu çalışmaları sadece denelemelerini yaptığı istasyonun yanındaki nehri karşıdan karşıya geçmek amacıyla kullanmıştır G.Bell kutu uçurtmadan esinlenerek
ilk hidrofil botu yaratırken Wrikht kardeşlerin uçak tasarımı çalışmaları I.dünya savaşı sonuna kadar devam etmiştir.



 

atasözleri ve anlamları

                  Atasözleri Ve Anlamları 

  Abanın kadri yağmurda bilinir: Bir şeyin değeri ona çok ihtiyaç duyulduğu zaman anlaşılır. Örneğin; hasta olunca sağlığın, meşguliyet artınca boş vaktin kıymeti daha iyi anlaşılır. bolluk zamanında  fazla önemsemeyen iki dilim ekmek, kıtlık zamanında kıyamete biner.


Yeni Yıldan Beklentilerim

                Yeni Yıldan Beklentilerim
   Her insan gibi benim de yeni yıldan beklentilerim var. Örneğin;bize mutluluk, huzur, başarı ve sağlık getirmesi ve birçok örnek...
    Fakat en çok istediğim şey arkadaşlarımla arkadaşlıklarımızın bitmemesi.
    Çoğu yerde bazı sözler vardır örneğin;yeni yılın nasıl geçerse bütün yılın öyle geçer bunlara inanmayalım. Çünkü bence, bir bireyin her zaman pozitif düşünmesi gerekir. O zaman her şey çok güzel olur. SEVGİLERİMLE........

  
Şeker gibi tatlı, masal gibi güzel bir yıl diliyorum.....

27 Kasım 2012 Salı

Öğretmene Şiir


Benim Melek Öğretmenim

Karanlık yolları aydınlattın
Eğitimin kapılarını açtın
Bize A,B demeyi sen öğrettin 
Benim melek öğretmenim


Leyleksin benim için
Masmavi göklere çıkıp
Eğitim topladın bize
Benim melek öğretmenim


Sen olmasaydın eğer 
Olmazdı eğitim 
Sensin benim eğitmenim 
Benim melek öğretmenim


Sensin bize hayatı öğreten 
Sensin bizi güçlendiren 
Birtanesin
Benim melek öğretmenim

Nasrettin Hoca Fıkraları


  Nasrettin Hoca Fıkraları

Çaylak Olmak:
  Hoca'ya sormuşlar:
-Çaylak altı ay erkek, altı ayda dişi olurmuş, doğru mu acaba?
    Hoca sakalını sıvazladıktan sonra :
-Vallahi bu soruyu yanıtlamak için bir yıl çaylak olmak gerek, demiş


Çiftçilik Ve Hoca:

    Hoca, çift sürerken bir de bakmış ki, ufacık bir kaplumbağa yavrusu, tarlada debelenip kendine yol bulmaya çalışıyor. Eline alıp yavru kaplumbağaya şöyle mırıldanmış:
 -Nedir bu tasan? Sabırlı ol, gözle beni. Sende çiftçilik öğren!


Olsaydı:

    Hoca hemen her akşam evine birkaç dostunu çağırır,Allah ne verdiyse yerlermiş.
      Bir gün yine böyle yapmış.ancak ne var ki karısı:
      - Aman Hoca, evde yiyecek hiçbir şey yok, demiş
      Bunun üzerine Hoca, elindeki boş bir tas ile dostlarına gelerek:
      - Arkadaşlar, ayıp görmeyin! Evde yağ, pirinç, odun olsaydı çorba pişirecek ve şu koca tasla size sunacaktık, demiş.  
 Doğuran Kazan:
    Bir gün Hocanın evinde çamaşır yıkanırken, büyükçe bir kazana ihtiyaçları olur. Hoca, bitişik komşudan kazanını ödünç alır. Kazanın işi bittikten sonra da içine bir tencere koyarak geri verir. Bunu gören komşusu şaşkın şaşkın sorar:
     -Hocam, bu da ne böyle?
   Hoca çok ciddi.
     -Kazan doğurdu komşu, yanıtını verir.
   Adam şaşırır:
     -Kazan hiç doğurur mu Hoca, der.
    Hoca:
     -Neden doğurmasın doğurdu işte, der. 
    Adamcağız şaşkın , kazanı da tencereyi de alır gider.,
   Bir kaç gün sonra Hoca, komşusundan tekrar kazanı ödünç almaya gelir. Ama bu kez kazanı bir türlü geri vermez. Günler, haftalar geçer, kazandan haber yok! Sonun da komşusu dayanamaz Hoca'ya sorar:
    -Hocam bizim kazan ne oldu?
Hoca üzgün bir tavırla:
    -Kazan sizlere ömür komşu, der.
Komşusu şaşırır kalır.
    -Aman Hoca neler saçmalıyorsun, deyince:
Hoca gülerek:
    -Neden saçmalık olsun, doğurduğuna inandığın kazanın öldüğüne neden inanmıyorsun, der.
  Eşeğin Sözü
   Bir komşu, Hocanın kapısını çalar:
    - Hocam, bugünlük bana eşeğini ver de pazara lada gidip geleyim.
    Hoca, eşeği komşusuna vermek istemez.
    - Eşek evde yok, olsaydı verirdim, der.
    Tam o sırada eşeğin içeriden anırma sesleri başlar.
     Komşu:
     -Hoca, bu nasıl iş? Eşek evdeymiş de sen bana yalan söylüyorsun ha, deyince;
      Hoca kaşlarını çatarak, adama çıkışır:
     - Yahu, sen ne saygısız adamsın! Benim sözüme inanmıyorsun da eşeğe mi inanıyorsun? Yazıklar olsun, der.

  Suçu Ne?
 Bir gün Hocanın tarlasına bir öküz girer. Hoca da eline geçirdiği bir sopayla hayvanı kovalar ama hayvan kaçıp kurtulur.
  Birkaç gün sonra Hoca, yolda aynı öküzü kağnı çekerken görür, sopayı alır hayvanı dövmeye başlar. Öküzün sahibi kölü bu duruma şaşıp kalır:
  -Ne yapıyorsun Hoca, suçu ne bunun, der.
Hoca:
  - Sen karışma! O, suçunun ne olduğunu çok iyi biliyor, diye bağırır.

Alış Veriş:
  Nasrettin Hoca bir gün heybe almak için pazara gider.Güzel bir heybe görüp pazarcı ile pazarlık yapar ve 1 akçeye anlaşırlar.Tam oradan ayrılacaktır ki daha güzel bir heybe dikkatini çeker:
-Kaç akçe şu heybe muhterem?
-İki akçe hocam.
-Aldım gitti,diyen hoca elindekini bırakır ve alıp tam gidecekken pazarcı seslenir:
-Hocam bu heybe 2 akçe. Sen 1 akçe verdin.
Hoca sinirlenir:
-Bre cahil adam!Sana önce 1 akçe verdim.Sonrada 1 akçelik heybe bıraktım!İkisi eder 2 akçe eder.Daha benden neyin parasını istersin?